PALU`DA SEÇİM YAKLAŞIYOR

M.Hadi AYDEMİR


Türkiye bir mahalli idareler seçiminin daha yaklaşıyor…  Siyasi partiler aday belirleme çalışmaları için kamuoyunun nabzını yoklarken aday adayları ve adaylarda yavaş yavaş boy göstermeye başladı…

Genelde Türkiye’de özelde de Palu’nun gündeminde seçim atmosferi hâkim…

Palu adına merak edilen şu; bu seçimde gelenek bozulacak mı? Yoksa kangren haline gelen karşıtlık üzerine on yıllardır yürütülen kirli, sığ, dar siyaset devam mı edecek?

Gelinen noktada karşıtlık üzerine yürütüle siyasetin Palu’muza on yıllardır kaybettirdiği herkesin malumu…  Bunu indirelim şunu çıkaralım mantığı Palu’muzu büyük bile değil küçük bir köy haline getirdiği bir hakikat.

İnşallah bu seçimde; karşıtlık, sığ, dar, çıkarcı, menfaatçi siyaset yerine ilkeli, akılcı, toplumun ali menfaatlerini gözeten, Palu’muzu maddi ve manevi olarak ilerilere taşıyan bir siyasi anlayış kazanır.

Palu’muzun yerelden çözülmesi mümkün olan yüzlerce binlerce maddi ve manevi sorunu var. Bazılarını geçmiş yazılarımda belirtmiştim.

Bu sorunların çözümü de Palu halkının takdirine,  tercihine bağlıdır. Biz değişikliği kendimizde başlamlıyız ki bu değişiklik topluma da yansısın.

Yazımı konuya dair meşhur bir hikâye ile nihayete erdirmek istiyorum…

Ülkenin birinde bir padişah ölünce onun yerine devlet kuşu kimin başına konarsa o padişah oluyormuş. Birgün padişah ölmüş. Münadiler, Tellallar sokaklara çıkarak devlet kuşunun bırakılacağı meydanı ve zamanı halka duyurmuş. Köyün birinde yaşayan iki kardeş de bundan haberdar olmuş. Onlarda bu törene katılmaya karar vermişler. Kardeşlerden büyüğü kel küçüğü sağırmış. Beklenen gün gelmiş çatmış. Yola koyulan iki kardeş törenle ilgili birbirlerinin kanaatlerini merak etmiş Büyük olan kel kardeş sormuş sağır olan kardeşine:

- “Kardeş hani olmaz da diyelim oldu. Devlet kuşu geldi kafana kondu. Sen padişah oldun. Ülkeyi nasıl idare edersin”

Küçük olan sağır kardeş cevap vermiş:

-“Hani böyle bir şey olursa. Padişah olursam. Sağ elime Kur’an-ı Kerim`i sol elime sünneti alır ülkeyi o şekilde yönetirim” demiş.

Bu kez küçük kardeş abisinin fikrini merak etmiş ve kel olan büyük abisine sormuş;

-“Peki devlet kuşu senin başına konar sen padişah oluşan ülkeyi nasıl yönetirsin?”

-“Eğer devlet kuşu başıma konar ve padişah olursam. Bir evde biri ölürse ölen kişinin cenazesi bacadan çıkartılacak. Eğer cenaze bacadan değil kapıdan çıkartılırsa, bir ölü ile birlikte o aileden bir diriyi birlikte gömeceğim.”

Derken beklenen an gelmiş ve devlet kuşu kel olan kardeşin başına konmuş, Kel kardeş padişah olmuş ve hemen bir ferman yayımlayarak kardeşine anlattığı yönetim şeklini münadilerle ve tellallar vasıtası ile ahaliye duyurmuş. Ahali çok şaşırmış ama ne çare ferman padişahın.  Sağır kardeş ise tekrar gidip köyüne yerleşmiş hayatına o şekilde devam etmiş. Padişah fermanını uyguladıkça zulüm ayyuka çıkmış. Ahali bu fermanı kaldırmak ve bu zulmün sona ermesi için arabulucular arama başlamış derken köydeki sağır kardeşe ulaşmışlar ve ondan aracı olmasını istemişler.Sağır kardeş bu zulmün sona ermesi için padişah ile görüşmek için saraya gelmiş halkın anlattığı zulme çok kızan sağır kardeş padişah olan kel abine sitem etmiş.  Neden halka zulmettiğini sormuş kızmış, çağırıp bağırmış.

Kel olan padişah kardeşine:

-“Neden bana kızıyorsun? Bu halk layık olsaydı Allah benim gibi bir zalim yerine senin gibi bir abidi seçerdi. Sende ülkeyi Kur’an ve sünnet esasına göre adaletle yönetirdin. Bu halk zulümde ileri gittiği için Allah benim gibi bir zalimin eliyle cezalandırıyor. Belki ibret alırlar, tövbe ederler, zulümlerinden vaz geçerler. Bu halk, yanlışını terk ederse Allah beni belki bir başka zaliminin eliyle terbiye eder yâda helak eder ülkenin başına da senin gibi adil bir hükümdar geçer.” demiş.

Hâsılı iş bizde bitiyor. Âlemlere rahmet olarak gönderilenHz. Muhammed(sas) şöyle buyuruyor:

Nasıl yaşarsanız öyle yönetilirsiniz

Yüce rabbimiz ise Rad suresinde şöyle buyuruyor:

Bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah onları değiştirmez

Biraz ağır olsa da hakikat maalesef bu… Gelin fırsat elimizdeyken daha fazla geç olmadan dünya ve ahiretimiz adına kendimizden başlayarak bir değişim başlatalım…

 

 

Paylaş: